Sevgili Okur,
Uzun bir aradan sonra, ihmal ettiğim ve benim için çok önemli olan bir ziyaret gerçekleştireceğim. Deniz'ime gideceğim (vefat eden arkadaşıma) ve ailesine...
Ve bir karar verdim ben.
Sizlere "Sazan" olarak veda ediyorum.
Bana ulaşmak için ne yapacağınızı biliyorsunuz. Bip sesi esprisi yapacaktım, vazgeçtim :) Başarılı bir vazgeçiş oldu zannımca... Blog kendini imha eder mi, bak ondan emin değilim henüz...
Bu blog sayesinde tanıdığım, yazıştığım, iyi günümde kötü günümde yazan, çizen, arayan, soran, destek olan hepinize ayrı ayrı teşekkürü borç bilirim. Haaa, bazılarınızdan da zerre haz etmiyorum ama yeri değil :)
Bu arada, artık yazmayacak olmam, ara sıra sizi okumayacağım anlamına gelmez ama bir çok gelişmeleri kaçırabilirim, lütfen beni update etmeyi ihmal etmeyin :) Çok şahane cümle oldu, başı Şişhane, sonu Gümüşhane...
Çok düşündüm hangi fotoğraf, hangi şarkı eşlik etmeli diye bu vedaya, Yeşim Salkım söyleyecek; Hep Böyle Kal, Hep Böyle Sazan :) Ve Deniz'imin bana yazdığı mektupları da (yine) ekliyorum, siz de pay çıkartın diye, bu bizim özelimiz olmaktan çıksın, O'nun dediği gibi bir yıldız hep hayatımızda parlasın diye... Belki bugün, belki yarın, size de ışık versin, yüreğinizi hafifletsin diye...
Sevgili Okur girişi benim için ne kadar klasikse, iyi ol ve öyle kal, yüzün gülsün demek de öyle sizlere. Anaaa, bildiğin hüzünlendim yahu, neyse, toparlıyorum... Toparlayamadım iyi mi? Değil :(
Sevgili Okur, demem o ki; iyi ol ve öyle kal, yüzün gülsün, gönlünden her geçen gerçek olsun ve gönlünden iyi şeyler geçir lütfen :) Sapıtma :)
Bir Sazan olarak buralarda bir yerlerde olacağım, bu Sazan sizin Sazan'ınız, koruyup kollamaya devam ediniz, hani o köy gibi, gitmesek de görmesek de (ki sahiden gidip görmüyoruz) o köy hep bizim oluyor ya, işte öyle... İşte öyle bir şeeeyyyy :))
Vedaları beceremem ben, ama elbette; Kartal Gol Gol Gol...
Sevgimle,
Esin.